31 Ekim 2012 Çarşamba

Bir Doğu Avrupa Sarı,Mavisi olan Ukrayna'ya Seyahat...

Lviv'de ve Odessa'da yazamadım, olmadı ama Odessa'da çıkıyor sözcükler ortaya. Kiev'de fazlasıyla Ukrayna'yı yaşadım. Lviv daha çok Çek Cumhuiyetini ve Slovakya'yı andırıyordu. Kiev'de Andrivskyy Uzviz caddesi masallardan düşmüş gibiydi adeta. Andrivskyy Uzviz caddesinde tırmandıktan sonra aşağıda fotoğrafını gördüğünüz, güzel Santa Sofia Katedraliyle karşı karşıya kalıyorsunuz bir Rus Orthodox törenvari havasında altın kubbeleri gözünüzü alıyor adeta...

Kiev restoranları, müzeleri, cafeleriyle daha çok obsiyon sunuyor turistlere. Soviet'ler zamanından kalma koca komunist mimarisine sahip bu devasa binalar insanı SSCB dönemine taşıyor. En çok etkilendiğim müze ise WW2 / 2.Dünya Savaşı müzesi oldu. Heykeller sanki savaşa gidiyordu. Tek bir dezavantı vardı müzenin yazılan hiçbir kaynağın, asılan hiç bir fotoğrafın ingilizceye çevrilmemiş olmasıydı. Bu gerçekten de kötüydü.
Khreshchatyk, güzel bir Pub'da bira içmek için ve eğlenceli bir gece klübünde müzikle beraber kalabalığa kaybolup,Kiev gece hayatını deneyimlemek için ideal bir bölge. Haa bu arada Chornobyl Müzesine gitmek istedik ama malesefki, 15 gün önceden rezervasyon yapıldığı için bunun başaramadık. Aklınızda olsun gitmeden önce bu eski nükleer santraline rezervasyonunuz yaptırmalısınız kesinlikle.

Lviv'de daha festival vari bir sokak yaşantısı vardı. Rynok Meydanındaki kafelerde Borsch çorbasını içmek o soğuk havada, bir iç ısıtma ve Ukrayna kültürünü anlamaya bir adım atmakdı.

Lviv'de yaşamış olduğumuz en güzel sinema sahnesi Kitap pazarındaki kitap alışverişi ve Ukrayna'da ilk kitap olan ''Apostol''u basan Ivan Fedorov'un heykeliydi. Bir kitap tutkunu olarak, ordaki kitapların hepsine tek tek bakmak, sayfalarını aralayıp koklamak istedim, Kiril alfebesi anlamasamda hissetmek istedim, o baskı kokusunu ciğerlerime çekip komunistik ideolojiye, kooperatif kültürene, SSCB'ye yolculuk etmişdim.


Ukrayna'da bir Akdeniz şehri gibi sıcakdı Odessa. Rüzgarıda, insanıda, kafeleride havası çok farklıydı Lviv'den ve Kiev'den. En çok beğendiğim mekanlardan biri Kompot Kafe idi. Kuzenim Turhan'la iki kere geldik bu kafeye. Hemen yanıbaşımızda, sağımızda bir Lünapark vardı, ışıkları yanıp sönen tıpkı Ukrayna'da yaptığım seyahatin renkleri gibi. Biliyorum yazmak benim asıl sevgilim, beni daima bekleyen sevgilim. Ve geldi dudaklarımdan öptü beni, kalbime elini koydu...

Odessa'daki ilk günümüzün özetini yapacak olursak, Natalya, rehberimiz bize üç saatlik bir tur yaptı. Odessa Limanı buüne kadar görmüş olduğum en büyük container limanlarından biri. Hem batıya uzanıyor hemde doğuya. Beş dakikalık bir araba mesafesinden sonra, Potyomkin Merdivenlerinin dibine geldik. Meşhur Potemkin Zırhlısı filminin çekildiği mekan. Potemkin Zırhlısı konusunu Potemkin Zırhlısı Ayaklanması olarak bilinen gerçek bir olaydan almışdır. Filmde, 1905 yılında Rusya'nın Karadeniz filosuna bağlı Savaş Gemisi Potemkin'de dayanılmaz yaşama şartlarından bezmiş mürettebatın Çar rejimine bağlı subaylara karşı başlattıkları bir ayaklanmanın sonunda gemiyi ele geçirmeleri ve sonrasında gelişen olaylar dramatize edilerek anlatılmışdı bütün sinema severlerin hatırlayacağı gibi...


Potyomkin merdivenlerini tırmanıp yukarıya ulaşınca Katerina the Great'in ve eteklerinin dibinde adamlarının heykeliyle karşılaşıyorsunuz. Opera House'a giderken sağ tarafda Rus mimarine sahip büyük evleri görüyorsunuz, Rusya'daki çoğu zenginin, yazlık ev olarak kullandığı bu evler her biri farklı renkte Karadeniz'e şiir okuyordu. Odessa Opera House, Vienna'daki Opera House'dan daha büyük olmasıyla ve heykellerinin güzelliğiyle dikkati çekiyor. Deribasovky caddesinde bulunan kafeler Paris'li bir Rus olarak betimlenebilir. İlk bakışda sevemediğim havalimanı ve ilk gördüğüm caddelerini, bugün yürüdüğüm caddelerinde daha da beğenmeye başladım tıpkı tanıdıkça sevmeye başladığın insanlar gibi. Bir plaj cenneti ülkesinin vatandaşı olan  biri olarak Arkadia Plajını çok beğendiğim söylenemez ama yinede anlatılanlara göre Haziran'dan Eylül'e kadar çoğu party ve festivale ev sahipliği yapan Karadeniz plajını görmekde fayda var. Odessa Rus etkisine sahip bir şehirdi Lviv ve Kiev'in tersine. Sebebiyse bu şehrin büyük bir liman ve ticaret merkezi olmasıydı.